Osmanlı'dan Cumhuriyete: Özde Süreklilik, Nitelikte Kopuş
Osmanlı İmparatorluğu’nun sona ermesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, sadece siyasi iktidarın el değiştirmesi değil, aynı zamanda toplumsal düzenin tüm katmanlarını etkileyen kapsamlı bir dönüşümdür. Tarih yazımında bu dönüşümün niteliği üzerine iki ana tez tartışılmaktadır: Birincisi, cumhuriyetin mutlak bir kopuşu temsil ettiğini ve yeni bir devletin kurulduğunu savunurken; ikincisi, cumhuriyetin Osmanlı mirasının doğal bir devamı olduğunu ve özde sürekliliğin bulunduğunu ileri sürer. Her iki yaklaşım da kısmi gerçeklikler içerse de, konuyu tek boyutlu okumaktadır.
Bu analiz, geçiş sürecini öz, nitelik, konum ve etki eksenlerinde inceleyerek, dönüşümün hangi boyutlarda süreklilik, hangi boyutlarda ise radikal bir kopuş içerdiğini ortaya koymaktadır. Temel kabul, cumhuriyetin ilanı ile devletin özünde bir süreklilik korunmuş, ancak niteliklerinde, uluslararası ilişkilerinde ve etki biçimlerinde köklü değişimler yaşanmış olmasıdır.
**Özün Sürekliliği**
Cumhuriyetin kuruluşu, devlet olmanın temel gerekliliği olan zor kullanma tekelini elinde bulunduran merkezi siyasal örgütlenme yapısını ortadan kaldırmamıştır. Osmanlı gibi, Türkiye Cumhuriyeti de Anadolu topraklarında egemenliği sürdüren merkezi bir aygıt olarak işlev görmeye devam etmiştir. Devletin özündeki bu süreklilik, uluslararası hukuk düzleminde de tescillenmiştir. Lozan Antlaşması müzakerelerinde İsmet İnönü’nün defalarca Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı’nın halefi olduğunu belirtmesi, Osmanlı borçlarının üstlenilmesi ve kapitülasyonların kaldırılmasında eski antlaşmaların referans gösterilmesi bu sürekliliğin somut göstergeleridir. Kurumsal düzeyde de, bürokrasi, ordu, eğitim ve yargı mekanizmalarının büyük bir kısmı cumhuriyete devredilmiş; ilk yıllarda kökten bir yeniden inşa yerine, mevcut yapıların dönüştürülmesi yoluna gidilmiştir.
Devletin aidiyet zemini de devamlılık arz etmiştir. Osmanlı’nın son döneminde siyasal merkezin dayandığı Müslüman-Türk nüfus, cumhuriyetin kurucu tabanında esas olmuştur. Ankara heyeti, Lozan'da Misak-ı Milli sınırları içinde kalan Müslüman nüfusu temsil ederek masaya oturmuştur.
**Nitelikteki Değişim**
Devletin özü aynı kalmasına rağmen, nitelikleri bütünüyle değişmiştir. Osmanlı Devleti hanedan esaslı, monarşik ve teokratik unsurlar barındıran bir yapıya sahipken, Cumhuriyet, ulusal egemenliğe dayalı, laik ve halkçı bir niteliğe bürünmüştür. Bu nitelik farkı, devletin toplumsal ilişkilenme biçimini, hukuk sistemini ve uluslararası arenadaki konumunu tamamen değiştirmiştir.
Kaynak: Independent Türk | Yapay Zeka: Gemini
Yasal Uyarı: HeyePress'te yer alan haber metinleri, herhangi bir insan müdahalesi olmaksızın, yapay zeka tarafından otomatik olarak oluşturulmakta ve düzenlenmektedir. Bu nedenle, sunulan bilgilerin doğruluğu, güncelliği veya tamlığı garanti edilmemektedir. Yapay zeka tarafından üretilen içeriklerde oluşabilecek olası hatalar, yanlış yorumlamalar veya hukuka aykırı ifadelerden HeyePress sorumlu tutulamaz.