Uçum: Türkçe Tek Resmi Dil, Bekanın Gereğidir
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Türkçenin Türkiye halkının parçası ve Türk Milleti'nin asli unsuru olan herkes bakımından birleştirici tek dil olduğunu ifade etti. Uçum'a göre, egemenlik Türk Milleti'ne ait olduğu için Milletin dili olan Türkçe de egemen tek dildir. Türkçe’nin egemen ve birleştirici tek dil olmasının zorunlu sonucu olarak devletin dili, yani resmi dil Türkçe’dir. Milli birliğin harcı olan Türkçe’nin devletin tek resmi dili şeklinde muhafaza edilmesi bekanın gereğidir ve Türkçe dokunulmazdır. Devletin dili, milli egemenlik ile ilgilidir ve millet olmanın temel unsurlarından biridir, bu da resmi dili ve eğitimde zorunlu tek dili belirler.
Uçum, Türkçe'nin statüsünün halkın günlük yaşamda kullandığı diğer dillerin statüsünden niteliksel olarak farklı olduğunu, bu dilleri aynı statüye koyup yarıştırmanın gerçekçi olmadığını dile getirdi. Bununla birlikte, anadillerin öğrenilmesi ve kullanılması insan özgürlüğüyle ilgilidir ve devletin görevi bu özgürlük alanını tanımaktır. Geçmişteki vesayetçi sistemde uygulanan inkâr ve ret politikaları nedeniyle insanların anadillerini kullanmaktan mahrum bırakıldığını kabul eden Uçum, 12 Eylül sonrası dönemde bu yasakların tavan yaptığını belirtti. Mevcut iktidar döneminde ise farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi için 2003 ve 2014 yıllarında yasal düzenlemeler yapıldığı ve on yılı aşkın süredir bu uygulamaların devam ettiği vurgulandı.
Türkiye’de yaşayan diller ve lehçelerin gelecek kuşaklara aktarılabilmesi amacıyla, Kurmancca, Zazaca, Lazca, Gürcüce ve Arnavutça gibi dersler “Yaşayan Diller ve Lehçeler” kapsamında okutulmaktadır. Kürtçe (Kurmanca ve Zazaca) dersleri 2012-2013 eğitim öğretim yılından itibaren seçmeli olarak uygulanmaya başlanmıştır. Uçum, Kürtçe dil derslerinin devlet okullarında ve özel okullarda seçmeli olarak alınabildiğini, üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı bölümlerinin bulunduğunu, siyasi propaganda dilinin serbest olduğunu, Kürtçe yayın yapan devlet kanalının kurulduğunu ve Kürtçe tercüman hizmetinin kamuda sağlandığını aktardı. Bu düzenlemeler ışığında, Türkiye'de Kürtçe dahil günlük yaşamda kullanılan diğer dil ve lehçelerin öğretimine ve kullanımına ilişkin hukuki bir sorun kalmadığı iddia edildi.
Sonuç olarak, Türkçe’nin egemen ve birleştirici tek dil olmasının zorunlu bir kural olduğu teyit edilirken, bu topraklarda kullanılan Kürtçe dahil bütün yaşayan anadil ve lehçelerin öğrenilmesi ve kullanılması özgürlüğünün hukuken düzenlendiği belirtildi. Uçum, yeni anayasa hayata geçtiğinde, mevcut hukuki durumun “günlük yaşamda kullanılan başka diller ve lehçelerin öğretimine ilişkin hususlar kanunla düzenlenir” şeklinde bir hükümle anayasal teminata bağlanabileceğini öngördü.
HeyePress Yorumu
Kaynak: Independent Türk | Yapay Zeka: Gemini
Yasal Uyarı: HeyePress'te yer alan haber metinleri, herhangi bir insan müdahalesi olmaksızın, yapay zeka tarafından otomatik olarak oluşturulmakta ve düzenlenmektedir. Bu nedenle, sunulan bilgilerin doğruluğu, güncelliği veya tamlığı garanti edilmemektedir. Yapay zeka tarafından üretilen içeriklerde oluşabilecek olası hatalar, yanlış yorumlamalar veya hukuka aykırı ifadelerden HeyePress sorumlu tutulamaz.