ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve eski Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, 20 Ekim 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, Lübnan ve Filistin'deki aktörlere, özellikle de İran destekli Hamas ve Hizbullah örgütlerine yönelik ciddi bir gözdağı verdi. Barrack, bölgedeki temel hedefin İsrail'in güvenliği olduğunu vurgulayarak, Suriye'deki istikrarın ardından sıranın Lübnan'a geldiğini ve istikrar sağlanmazsa İsrail ile savaşın kaçınılmaz olacağını savundu. Barrack, İran'ı bölgenin baş düşmanı olarak nitelendirirken, bölgesel ilerlemenin önündeki tek engelin 'hain İran Devrim Muhafızları liderliği ve vekilleri' olduğunu iddia etti.

Amerikalı temsilci, bölge için 'Kuzey Yıldızı' olarak nitelendirdiği Abraham Anlaşmaları'nın Lübnan'a doğru genişletilmesi gerektiğini belirtti. Bu bağlamda, İsrail'in kuzey sınırının güvence altına alınması yolunda atılması gereken ikinci adımın Hizbullah'ın silahsızlandırılması olduğunu ifade etti. Barrack, Lübnan'ın 'milli yenilenme yolunu yakalamak ya da felç halinde gerileme bataklığında kalmak' gibi belirleyici bir seçimle karşı karşıya olduğunu vurguladı.

Barrack, Beyrut yönetimini İran destekli Hizbullah milislerinden hızla ayrılmaya ve bölgesel terörle mücadele ritmine uyum sağlamaya çağırdı. Aksi takdirde, Hizbullah'ın askeri kolunun, İsrail'in güçlü olduğu bir anda kaçınılmaz olarak büyük bir çatışma içine sürükleneceği uyarısında bulundu. Ayrıca, Hizbullah'ın siyasi kanadının Mayıs 2026 seçimleri öncesinde izolasyon riskiyle karşı karşıya kalacağını ve olası bir askeri saldırının, örgütün seçimleri erteleme çabasına neden olabileceğini öne sürdü. Barrack'ın sert uyarılarının hemen ardından, 21 Ekim'e kadar geçen sürede İsrail hava araçlarının (İHA/SİHA gibi) Lübnan hava sahasını 5021 kez ihlal ederek ateşkesi bozduğu kayıtlara geçti.

30 Ekim'de ise Hizbullah adına söz alan milletvekili Hasan İzzeddin, örgütün çatışma sürecinde uğradığı kayıpları telafi ettiğini ve kendini toparladığını belirterek, İsrail'e karşı ülke savunmasına katkıda bulunacağını ve bu nedenle silah bırakmayacağını kesin bir dille ilan etti. İzzeddin, Lübnan ile İsrail arasındaki sınır belirleme görüşmelerinin ise devletin işi olduğunu vurguladı.