Antonio Scurati’nin Strega Ödüllü romanı “Mussolini: Yüzyılın Oğlu” (M – Il Figlio del Secolo) televizyon dizisine uyarlandı. İngiliz yönetmen Joe Wright’ın geniş imkanlarla hayata geçirdiği projede, geleceğin Duce’sini canlandırmak üzere Luca Marinelli kadroya katıldı. Sekiz bölümden oluşan dizi, 2024 Venedik Film Festivali’nde büyük umutlar ve kaygılar eşliğinde görücüye çıktı ve şimdiden bu tarihsel dönem üzerine yapılmış en büyük dizilerden biri olmaya aday gösteriliyor.

Luca Marinelli, Duce rolü için özel bir kilo alma kürü uyguladı ve azımsanmayacak bir makyajla çalıştı. Marinelli’nin performansı, klasik anlatıyı bir yana bırakan, çarpıcı popüler bir damarı ve abartıya yaslanan keskin bir yergiyi birleştiren hikâyenin tartışmasız baş aktörü oldu. Ortaya çıkan eser, eleştirmenlere göre adeta “House of Cards” (2013-2018) ile Martin Scorsese’nin “The Wolf of Wall Street” (2013) filminin cesur bir karışımı niteliğinde.

Dizide, Alman dışavurumculuğundan sessiz sinemanın özüne, neorealizmden Bernardo Bertolucci ve Stanley Kubrick’in sinemasına uzanan zengin sinemasal göndermeler bulunuyor. Senaryo, bizi hemen savaş sonrası yıllara, 1919’a taşıyor. Benito Mussolini’nin başka “kaybolmuş ruhlarla” birlikte Faşist Mücadele Birliklerinin İttifakı’nı (Fasci Italiani di Combattimento) kurmasından başlayarak, onu birkaç yıl içinde İtalya’nın yeni sahibi konumuna getirecek yavaş ve öngörülmesi güç tırmanışı kronolojik olarak izliyoruz.

Joe Wright, bütünüyle teatral bir kurgu tercih etmiş durumda. İkna edici dış mekan sahneleri bulunsa da, savaşın harap ettiği İtalya’yı temsil eden bir kutunun içine kapanmış gibiyiz. Yeniden topluma karışmayı bilmeyen on binlerce gazi, yoksulluk, yetersiz bir kral ve siyaset, darmadağın bir ekonomi ve zehirli milliyetçilik bu kaosu besliyor. Bu ortam, acımasız ve hırslı insanlar için sayısız fırsat yarattı. Dizi, fiziksel benzerliği ikinci plana atarak, Luca Marinelli sayesinde gerçek Mussolini’nin çelişkilerle, bencilliklerle ve bitmek bilmeyen bir iradeyle dolu güçlü bir suretini veriyor ve faşizmin iç yüzünü anlatan çılgın bir sirki sahneliyor.